26 Ekim 2014 Pazar

Yeni kimlik kartlarının özellikleri neler?


Parmak, damar ve avuçiçi izi gibi tanımlayıcı özelliklerin bulunduğu, 1 GB'ye kadar veri depolanabilecek akıllı kimlik kartlarının 3 yıl içinde tüm ülke genelinde dağıtılması öngörülüyor.

Yeni kimlik kartlarının özellikleri neler?


 * Kimliğin içinde kişinin parmak, avuç içi ve damar izi gibi tanımlayıcı öğeler bulunuyor.

* Kimlik kartı üzerindeki çip ile, vatandaşa verilecek hizmetin özelliğine göre görsel ve elektronik, farklı güvenlik yöntemleri ile kimlik doğrulama yapılabiliyor.

* Her kartın içinde kişiye özel sertifikalar yer alacak, bu çerçevede hem şifre istenebilecek, hem de kişinin parmak, damar ve avuç izi üzerinden biyometrik doğrulama yapılabilecek.

* Kimlik kartı sahibinden başka birinin eline geçse dahi kullanılamayacak, anında bloke edilebilecek.

* Vatandaşa ait nüfus bilgileri kartın üzerindeki yongaya güvenli bir şekilde kaydedilecek.

* Öncelikli olarak eczane, aile hekimliği, otomasyon sistemli hastaneler ve sağlık ocaklarında kullanılacak.

* Kartta, biri görsel, diğeri elektronik olmak üzere iki farklı bilgi tutma ortamı bulunuyor. (Bunlardan birincisinde; kart sahibine ait fotoğraf ve T.C. kimlik numarası, adı, soyadı ve doğum yerinin yer aldığı nüfus bilgileri, ikincisin de ise kart sahibine ait nüfus bilgilerinin elektronik olarak tutulduğu yonga bulunacak.

* Kimlik kartı ile vatandaş farklı belge, kart taşımak durumunda kalmadan kimlik doğrulaması yapılabilecek.

* E-Devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden kimlik kartı ile erişilebilecek.

* E-imza olarak kullanılabilecek. Kamu hizmetlerinden yararlanan kişilerin hak sahipliği kolay ve güvenli yapılacak. Yetersiz kişi doğrulamasından kaynaklanan usulsüzlük ve yolsuzluklar asgariye inecek.

Ebola nedir, nasıl bulaşıyor?



Ebola Virüsü Hastalığı insanlarda çok ender ortaya çıkan, vücudun iç ve dış kısımlarında kanamalara neden olan, ölümcül çok ciddi bir hastalıktır. 

Virüs vücutta çeşitli organlara yayılarak organları ve bağışıklık sistemini tahrip eder ve vücutta kontrol edilemeyen kanamalara neden olur. Hastalığa yol açan virüs, insanlara vahşi hayvanlardan geçer ve daha sonra insandan- insana temas yoluyla bulaşarak yayılır. 

Virüs meyve yarasalarında barınır ve virüsün bulaştığı, özellikle yağmur ormanlarında bulunan goril, maymun, antilop vb. diğer vahşi hayvanların kan ve diğer vücut sıvılarından insanlara bulaşır. Ebola virüsü hava, su ya da yiyecekler yoluyla bulaşmaz. 

İnsanların vücutlarından özellikle deri ve burun mukozaları, kan ve diğer vücut sıvıları aracılığıyla ve bu sıvıların bulaştığı her türlü eşyaya temasla insandan insana bulaşması mümkündür. Özellikle bu hastalara bakan ve gerekli hijyen önlemlerini ihmal eden sağlık personelinde ve hastalarla temas eden hasta yakınlarında bulaşma daha sık görülür.  

 Ebola virüsü sık rastlanan grip, kızamık, hepatit vb. kadar bulaşıcı değildir. Ancak çok tehlikelidir ve hastalığa yakalananlarda ölüm oranı ortalama % 50 oranındadır. Geçmişteki salgınlarda bu oran %90’lara kadar çıkmıştır.

Ebola virüsü Filoviridae ailesinin 3 çeşidinden bir tanesidir ve 5 türü vardır. Bunlardan 3 tanesinden biri olan Zaire virüsü en son salgına neden olanıdır.

Ebola Virüs Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Ebola hastalığı başlangıçta grip, nezle gibi birçok hastalıkla ortak semptomlar gösterir. Virüsün belirtileri 2 ila 21 gün içerisinde vücutta ani ateş yükselmesi, baş ağrısı, öksürük, göğüs ağrısı, eklem ve kas ağrıları, boğaz ağrısı, halsizlik, mide ağrısı, iştahsızlık, kusma, deride kaşıntı, iç ve dış kanama olarak kendini gösterir. Hastalık ilerledikçe vücutta kanama, ciltte kızarıklıklar, gözlerde, kulakta ve burunda kanamalar, öksürükle kan tükürme ve kanlı ishal başlamaktadır.

Belirtileri taşıyan bir kişinin virüsü kaptığına dair teşhis konulması için hastadan kültür alınmakta ve laboratuvara gönderilmektedir. Hastalık teşhisi konulan kişilerin özel alanlarda, konu ile ilgili eğitimli personel tarafından tedavi görmesi gerekmektedir. Hastalık teşhisi konulan kişiler arasında tedaviye cevap veren kişi oranının çok düşük olması virüse karşı önlem alınmasının ne kadar önemli olduğunun en büyük kanıtıdır.

Ebola Nasıl Tedavi Edilir ve Nasıl Önlenir ?

Bu konuda araştırmalar devam etmektedir ancak Ebola için henüz hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Doktorlar diğer hastalıklarda olduğu gibi kan-serum-oksijen vererek ve kan basıncını düzenleyerek müdahale etmektedirler.

Ebolaya karşı korunmak  için henüz bulunmuş bir aşı da yoktur.

Hastalıktan korunmanın tek yolu hastalık  olan bölgelere seyahat etmemek ve hastalık taşıyan kişilerle temasta bulunmamaktır.

Hastalıktan korunmanın kişisel yolları arasında bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hijyene daha fazla önem vermek yer alır. Kişisel hijyende ellerin temizliği en önemli önlemdir. Elleri dezenfektanlı sıvı sabunla yıkamak ve gün içerisinde sık sık alkol esaslı el dezenfektanı kullanmak hastalığın bulaşma riskini azaltır. Nesnelerle temas sonrasında ellerin ağız, burun ve gözlerden uzak tutulması gerekir. Hapşırırken ağızın mutlaka kapatılması, sonrasında ellerin yıkanması ve tek kullanımlık kağıt havlu ile kurulanması büyük önem taşır.

Daha büyük risk altında olan sağlık kuruluşu çalışanları ve enfekte kişilerin yakınları, Ebola hastası olan kişilerle temas kurulması durumunda mutlaka kişisel  koruyucu ekipman (eldiven, gözlük, maske)  kullanmalıdır. Eboladan korunabilmek için etkin ve kurallara uygun el hijyeni uygulamaları çok önemlidir.

Hastalık riskini azaltabilmek için alınabilecek çevresel önlemler arasında, yüksek risk noktalarının dezenfeksiyonu ilk sırada gelir. Çapraz bulaşmanın önüne geçmek için temas yoluyla bulaşma riski olan tüm alanlar, kapı kolları, elektrik düğmeleri gibi yüksek risk noktaları sık sık dezenfekte edilmelidir. 

Yoğun insan trafiğinin olduğu lobi ve genel tuvaletler gün içerisinde sık sık temizlenmeli ve  dezenfekte edilmelidir.  Mutfaklarda özellikle çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin risk taşıdığı göz ardı edilmemelidir. Sebze ve meyveler hijyenik durulama ürünleri ile yıkanarak hastalık yapabilecek patojenlerden arındırılmalıdır.  Bunun yanı sıra çamaşır hijyeni de özen gösterilmesi gereken konular arasındadır.

Ebola virüsü taşıyan hastaların vücut sıvıları bulaşmış olan çamaşırlar özenle toplanıp, bulaşmaya sebebiyet vermeyecek şekilde muhafaza edilmeli ve kirli çamaşırların temiz çamaşırlarla temas etmesi önlenmelidir. Çamaşırların yüksek sıcaklıkta (80-85oC’de 15 dk)  yıkanması  ya da yıkamada dezenfektan etkisi olan (Aktif klor, aktif oksijen, perasetik asit vb.)  özel ürünlerin kullanılması gerekir.  

23 Eylül 2014 Salı

Hortum sırasında ve sonrasında ne yapmalı, nasıl hareket etmeliyiz?



•Şiddetli şimşekli fırtınalar bölgenizi tehdit etmeye başladığında, en son bilgi ve talimatları almak için radyo ve TV haber yayınlarını dinleyin.

•Bir hortum görüldüğünde, pencereden, kapılardan ve dış duvarlardan uzakta ka­lın. Başınızı düşen nesnelerden ya da uçuşan döküntüden koruyun. Aşağıdaki gibi durumlarda derhal bir koruyucu örtü altına sığının.

•Okulda, herhangi bir sağlık biriminde, fabrika ya da alışveriş merkezinde iseniz, önceden belirlenmiş sığınak yerlerine gidin. En alt kattaki iç koridorlar genellikle en güvenilir yerlerdir. Pencerelerden ve açık yerlerden uzak durun. Görevli personel ve yetkililer ile işbirliği yapın, onlar olağanüstü durumlarda yapılacak şeyler hakkında eğitilmişlerdir.

•Gökdelende iseniz, mümkünse en alt kattaki küçük iç odalara ya da koridorlara ulaşın.

•Araçta, treylerde yada karavanda iseniz, derhal oradan çıkın ve daha dayanıklı bir yapıya gidin.

•Eğer yakınlarda bir sığınak yoksa en yakın hendeğe veya bir ark (dar ve derince su kanalı) içine ellerinizle başınızı siper yaparak yüzükoyun uzanın.

•Araba veya diğer bir araç içinde iseniz hortumdan kaçmaya çalışmayın. Bu fırtınaların süratli ve düzensiz hareketiyle başa çıkılmaz.

12 Eylül 2014 Cuma

Yeni cazibe merkezleri

İstanbul'un yeni yerleşim bölgelerinin belirlenmesinde 3. Köprü ve 3. Havaalanının etkili olabileceği bildirildi. İşte İstanbul’un gelişime açık bölgeleri…


 
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş Kurumsal Değerleme Müdürü Makbule Yönel Maya, 1/100.000 Çevre Düzeni planına göre, İstanbul'da yeni konut alanlarının açılmasının önem arz ettiğini, Avrupa yakasında Silivri-Büyükçekmece Gölü aksında D-100 ve TEM otoyolları arasında kalan bölgede, Silivri'nin batısında Değirmenköy ve Çanta'da, Hadımköy'de ve Küçükçekmece Gölünün kuzeyinde Kayabaşı ve Ispartakule bölgelerinde; Anadolu Yakası'nda ise Maltepe, Orhanlı, Şile ve Ağva'da gelişme alanlarının bu plan ile önerildiğini belirtti.
Çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda, Avrupa yakasında; Kemerburgaz, Bahçeköy, Kilyos, Demirciköy, Rumelifeneri, Zekeriyaköy ve Büyükçavuşlu'da, Anadolu yakasında ise Şile Merkez ve Alacalı Köyü çevresi, Riva, Ömerli ve Alemdağ'da gelişimi ve yoğunluğu denetim altında tutulacak alan kararı yer aldığını ifade eden Maya, bunun en önemli sebebinin doğal eşikler (su havzası, orman alanı) olduğunun düşünüldüğünü kaydetti.
TOKİ’NİN ROLÜ
Maya, ''Bundan sonraki süreçte İstanbul'un yeni gelişim bölgelerinin belirlenmesi hiç kuşkusuz 3. Köprü ve 3. Havaalanı ile ilgili gelişmelere paralel olarak ilerleyeceği de oldukça açıktır. Üst ölçekli planlardan hareketle kentin gelişme akslarının ve bölgelerinin belirlenmesinde diğer taraftan TOKİ'nin de ciddi şekilde öncü bir rolü bulunuyor'' dedi.
Basın Ekspress yolunun son dönemde kaybettiği prestiji tekrar kazanmaya başladığını, bölgede arsası olan yatırımcılar bulunmakla birlikte, başlayan projelerin de ağırlıklı olarak konut projeleri olduğunun gözlendiğini ifade eden Maya, bölgede son dönemde satışa çıkan projelerin başında Torunlar GYO'nun Mall of İstanbul Projesi, Ege Yapı'nın Batı Şehir Projesi ve Fer Yapı'nın Boyner Grubu ile kat karşılığı inşaat modeli ile gerçekleştirdiği İstwest Projeleri geldiğini, bölgede özellikle Basın Ekspress Yolu'na cepheli parseller için istenen satış değerlerinin 1.500 – 2.000 dolar aralığında değiştiğini kaydetti.
Kağıthane-Ayazağa-Seyrantepe bölgesinin de son dönemde en gözde bölgelerden biri haline geldiğini söyleyen Maya, Ağaoğlu'nun çok yakın bir zaman önce My Home Maslak projesini satışa çıkardığını, Ağaoğlu'nun bölgede yakın zamanda satışa çıkacağı Emlak GYO'dan hasılat paylaşımı modeli ile aldığı arsada ise planlanan yaklaşık 8 konutluk proje ile bölgenin tamamen bir yerleşim alanı olmak yolunda ciddi bir ilerleme kaydedeceğinin düşünüldüğünü vurguladı. Maya, ''Batı Ataşehir'de toplam konutun yaklaşık 16 bin olduğu düşünülürse Ağaoğlu'nun yapacağı Ayazağa Projesi ile Batı Ataşehir'in yarısı büyüklüğünde bir yerleşim alanı kuracağı düşünülebilir'' dedi.
Maya, Seyrantepe tarafında da Eroğlu, Avrupa Konutları gibi büyük gayrimenkul geliştiricilerinin arazilerinin bulunduğunu, bu firmaların yakın zamanda projelerini hayata geçireceğini belirtti.
Bölgede GS Arena Stadı'nın yanında Şişli Etfal Hastanesi'nin taşınacağı söylenen hastane inşaatı bulunduğuna işaret eden Maya, İBB'nin de Seyrantepe metro çıkışındaki bir alana taşınacağı söylentileri bulunduğunu kaydetti.
HALKALI’YI ORTA YAŞ GRUBUNDAKİ ÇALIŞANLAR TERCİH EDİYOR
Halkalı'nın da İstanbul'un en hızlı büyüyen gelişim akslarından biri haline geldiğini, bu bölgenin çevresinde Bahçeşehir, İkitelli, Ataköy gibi birçok konut bölgesinin mevcut olması ve konum itibariyle Atatürk Havaalanı, Basın-Ekspres Yolu, TEM ve D100 (E5) Karayollarına çok yakın olmasının, özellikle orta yaş grubundaki çalışan kesim için tercih nedeni teşkil ettiğini söyleyen Maya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin planlarında yer alan, orta vadede yatırımına başlanması tasarlanan ve birbirlerine bağlanması düşünülen Sefaköy-Küçükçekmece-İkitelli Monoray Hattı projesi, Bakırköy-Beylikdüzü Metrosu ve Bağcılar-Başakşehir Raylı Sistem Projesi hayata geçtiğinde bölgedeki konut piyasasının daha da hareketleneceği ve gayrimenkul satış değerlerinin yükseleceğinin öngörüldüğünü anlattı.
Maya, ''Bölgede Ihlamur Evleri, Lale Şehir Konakları, Avrupa Konutları Atakent 1-2, Ka-Green Konakları ve Soyak Olimpiakent mevcut projeler; Sinpaş Bosphorus City, Sinpaş İstanbul Sarayları, Soyak Park Aparts, İstanbul Lounge 1-2, Elite City ve Avrupa Konutları Atakent 3 ise inşaatı devam eden projelerden. Tema Park Projesi'nin bölgedeki hareketliliği arttıracağı düşünülüyor'' dedi.
KARTAL'DA HOME OFFICE
Anadolu Yakası'nda ise Kartal İlçesi'nde yeni projeler bazında son dönemde Soğanlık bölgesinin tercih edildiğini ifade eden Maya, şunları kaydetti: ''Bölgede özellikle yeni yapılan binalara talebin olduğu, genellikle bölgede yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik durumunun orta gelir, üst-orta gelir düzeyinde olduğu, daha çok site tarzındaki konutların talep gördüğü yapılan araştırmalarda gözleniyor. Türkiye'nin son yıllardaki sosyal yapısına bakıldığında geliri belli bir düzeyin üzerine çıkamayan kesim de artık metropol gürültüsünden, kargaşasından, stresinden uzakta günlük temel ihtiyaçlarını karşılayan siteleri tercih ediyor. Bölgede daha çok, maliklerin kendi kullanımları için 3+1 ve 2+1 daireleri tercih ettiği, diğer tipolojilerin ise daha çok yatırım amaçlı talep gördüğü tespit edildi.
Adalet Sarayı'nın bu bölgede konumlanmış olması birçok avukatın bu bölgede yatırım yapmasına neden oldu. Ayrıca yapılan pazar araştırması sırasında bölgedeki yeni konut projelerinde kullanım amaçlı daire alan maliklerin çoğunlukla avukatlardan oluştuğu ve daireleri home–office amaçlı kullanacakları öğrenildi. Kartal;da bulunan devlet ve özel hastanelerin sayılarının artması, doktor ve hemşirelerin de bölgeye talep göstermelerine neden oluyor. Bölgede arsası bulunan firmaların başında, Eczacıbaşı Holding, Siemens, Doğuş Gayrimenkul, Mutlu Akü ve Metal Holding geliyor.''
İtirazları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde onama aşamasında olan ve alınacak karar doğrultusunda kısmen veya tamamen tekrar askıya çıkacak olan 1/5000'lik imar planındaki temel unsurun Kartal'ı Büyükdere Caddesi'ne alternatif bir merkezi iş alanına dönüştürmek olduğunu söyleyen Makbule Yönel Maya, ''Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi ile birlikte inşaat sürecinde 15 bin, tüm proje tamamlandığında ise 100 bin kişiye istihdam sağlanacak. Projenin olumlu yönlerinin yanı sıra, yaklaşık 5 yıl önce planlanmasına rağmen henüz projeye başlanmadı. Ayrıca, projenin haberi ile birlikte yüksek emlak vergisi geldi. Arsalar henüz değer artışı kazanmadığı halde, vergilerin artması, arsa sahipleri ve yatırımcılar için olumsuz bir durum olarak süregeliyor. Bu konudaki en büyük sıkıntı imar sorunlarının çözülmesi olarak görülüyor'' dedi.

7 Eylül 2014 Pazar

Facebook üzerinden dolandırıcılık 1 ayda %90 arttı.

. Son günlerde Facebook üzerinde yapılan dolandırıcılıkların sayısının artması üzerine Atakent Rehberi olarak sizleri  tekrar uyarmak istedik

Özellikle en çok kullanılan bir yönteme dikkatinizi çekmek ve güvenlik konusunda neler yapabileceğinizi anlatmak istiyoruz.

Dolandırıcıların en çok kullandığı yöntem eş,dost veya arkadaşlarınızın birine ait hesabın ele geçirilmesi veye bu hesabın kopyalanması ile başlıyor. Daha sonra dolandırıcılar size  özel mesaj yoluyla ulaşıp normal sohbet ile başlayıp paraya sıkıştığını belirtip sizden direk para talep ediyorlar yada şüphe çekmemek için yaptığı bir alışverişten kazandığı hediyeyi sana gönderebilmek için faturalı telefon numaranızdan bir numaraya mesaj atmanı istiyor.

Bunu yaptığınız anda geçmiş olsun. Zaten hesap genellikle gün sonunda hemen kapatılıyor.

Bunun dışından daha pek çok yöntem ile dolandırıcılık yaplan facebook ta önlem için peki ne yapabilirsiniz?

- Facebook hesapları için telefon onaylı şifre güvenliği oluşturun.
- Tanımadığınız kişileri arkadaş olarak eklemeyin.
- Her site için birbirinden bağımsız harf, rakam ve çeşitli noktalama işaretlerinden oluşan şifreler belirleyin.
- Facebook'ta profillerden spam yayınlanan linklere asla giriş yapmayın.
- Facebook mesajı ile ulaşan arkadaşlarınızın rutin dışı istekleri olursa muhakkak kendisiyle iletişime geçip mesajı onun gönderip göndermediğini sorun.
- Onay istenen mesajların tamamını okuyun.